19 Nisan 2009 Pazar

Delibaşlar

Çoktandır yazmıyorum. İçimden gelmiyor.

GPA kaygıları, ağır ödevler, sınavlar, kavgalar, anlaşmazlıklar ve Zeitgeist dünyamı böldü.

Yeşil Hanım'ı terkettim.

Hep uykuya hasretim.

Konuşmak gelmiyor içimden.

Sahnede olmayalı bayağı oldu. Egom ağlıyor.

Sevdiğimi Balıkesir'e gönderir-ayak ettiğim saçma sözlerin ağırlığı üzerimde.

Uzaktaki insanı anlayamamak tanımsız, ilginç.

Müziğim zayıfladı, iletişimim çöküyor.

Rüyalarım bi ilginç.

Bir dayanağım vardı, şimdi uzaklarda.

Mektup yazacağım ama ne yazacağımı bilmiyorum.

Dün Deli'nin Çardağı'nda bir sigara daha içtim.

Balkonumuzda oturmaya yer yok.

Bende oturmaya kıç kalmadı zaten, otur otur, kıçım nasır.

Bahar, kuşlar, böcekler bu sefer hiç neşelendirmedi, beyinsizim.

Nerde kaldı o düşünmeler, rüzgarda savrulan saçlar.

Bir olaydan diğerine vakit sayıyorum mütemadiyen.

Ekşisözlük'ün public mastürbasyonuna daha da gıcığım artık. Bi yolunu bulup çökerticem siteyi.

Staj ayarlayamadım hala.

Hayatımla ne yapsam bilemiyorum, staj ne ki, bal ne ki, şeker ne ki.

25 dakika sonra okula doğru yola çıkıcam, niye bilmiyorum.

Balıkesir'e ne yapsam bilmiyorum.

Çok şey bilmiyorum şu sıralar.

İlkokul sıralarında her şeyi bilirdim halbuki.

Bütün dostlarım uzak geliyor, yeni dostlar olmuyor. Niye olsun, ne gereği var, bilmiyorum.

Zirvede olmayalı çok oldu. Artık bu yükseltiye alışmak ve ofis insanı olmak mıdır kaderim?

Herkes kendi derdine düşmüş müdür? Başkasının derdi beni gerdi mi, gevşetti mi?

Nerde kaldı paragraflar? Bu delibaş cümleler niye?

Noldu bana?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

buyrun